11 Temmuz 2017 Salı

Ölüm tarihini bilsen ne yapardın?

Ne zaman öleceğini bilseydin ne olurdu?  Eline bir kağıt veriliyor, bu kağıtta tam olarak kaç yıl veya kaç ay ve belki kaç saat sonra öleceğin yazılı.  Ne yaparsın?
İlk duyduğunda, ağlama, duygusallık, sonrasında öfke ve kalbullenmeme vs.  Peki ya daha sonra ne yaparsın?

Yine de saatlerini TV karşısında boş boş geçirir misin?  Yine sanki daha önemli bir şey yokmuşcasına ofisinde uzun saatler harcayıp sevdiklerine az zaman ayırmaya devam mı edersin?  Sanki seni tanıyorlarmış gibi sempatizanı olduğun o partinin siyasal görüşünü savunur musun karşındakinin alanına müdahale etmek pahasına?  Saçının renginin bir ton koyu olmuş olması canını sıkar mı?  Yada sevdiğin o elbisenin tükenmiş olması?  Hak yiyorsan, devam edebilir misin buna?  Yada senin olanın elinden kayıp gitmesine daha fazla göz yumar mısın?  Suskun kalmaya devam eder misin? Susup sadece içinden çığlık atmaya?  Ve en önemlisi korkar mısın hala?  Kırılmaktan, kaybetmekten korkar mısın?  Risk almak daha kolay mı olur yoksa zor mu?  İstediğinin peşinden kimin ne diyeceğini umursamadan koşar mısın?  Kulaklarını tıkar mısın etrafının o gereksiz düşüncelerine?  Seni kritize edebilirler mi artık?  Var olan sistemin içinde robotlaşmaya mı devam edersin yoksa kalan zamanını özgürce yaşamayı mı seçersin?  Kısaca ne zaman öleceğini bilsen, kendini sevmeyi mi daha çok seversin yoksa kendini başkalarına sevdirme / kabul ettirme / onaylanma hissini mi?

Sadece zamanını bilmediğin bir gerçeklik var elinde.  İlk satırda bahsettiğim o kağıt, doğduğun an eline verildi zaten, peki sen, sonsuz inkarın eşiğinde kendini mutlu etmek için ne yapıyorsun?  Filmlerde dizilerde vs sömürülen ve belki iki saat boyu ilgiyle izlediğin o durum gerçek işte.  Geç olmadan aksiyon al.  Kendin için ne yapman gerekiyorsa yap. Silmek istediklerini sil, hayatına dahil etmek istediklerine sarıl sıkı sıkı.  Seni üzenlerden var gücünle kaç.  İnsan olduğunu unutma.  Bir mutluluk listesi yap kendine, saçma bulduğun maddeleri bile ekle.  Yapmaya başla.  Deneme, başla.  Korkmadan, yılmadan, mutsuz olmadan başla.  Bugün kendin için bir adım at ve kimsenin seni durdurmasına izin verme.  Kırgınlıklarının, kalp kırıklıklarının, geçmişteki hatalarının, cesaretsizliğinin, bastırılmışlığının, "saygı" çerçevesi altında kendine yaptırdığın haksızlıkların yoluna çıkmasına izin verme.  Tüm bu duygularla vedalaş ve yepyeni limanlara yelken aç.  Yarın yokmuşcasına.