28 Temmuz 2015 Salı

Neler Oluyor?


Neler oluyor bize?  Havada oksijenden daha çok nefret var fakında mısınız?  Sevgiye ne oldu?  Peki ya saygı?  İnsan değeri?  Nereye gitti tüm bunlar?  Neden korkuyoruz böyle, ne için nefret ediyoruz birbirimizden, bu tahammülsüzlüğün kaynağı nedir?  Kor gibi yanıyoruz için için.  Acılarımızı paylaşamaz olduk artık.  Herkesin çektiği kendine düşüncesi hakim olmuş gidiyor.  Kıyamet gününden evvel herkes kendi için savaşır hale gelmiş.  Gülemiyoruz fark ettiniz mi?  Gülecek kadar aralık yok artık.  Espri yapacak kadar, güzel bir şarkı paylaşacak kadar duraklamıyoruz.  Hep bir suçluluk duygusu.  Deprem sonrası gibi yıkık dökük kalpler.  Toparlanamaz gibiler.  Enkazdan neler çıkacak diye korkuyoruz resmen.  Nefret ediyoruz birbirimizden.  Farklılıklar çeşitlilik demek değil artık, adeta tahammülsüzlük sebebi.  Gri yok artık hayatlarımızda.  Sadece siyah yada beyaz olmak zorunda.  Buna zorlanıyoruz.  zorlandıkça korkuyor, korktukça agresifleşiyoruz, agresifleştikçe kimin canını yaktığımız önemsizleşiyor.

Biz 'Gel, gel ne olursan ol, yine gel' ile büyütülmedik mi?  Yok etmek bir yana dursun, 'komşusu açken tok yatan bizden değil' di hani?  Ne çabuk unuttuk, nasıl unutturdular?  Bunlar daha başlangıç mı, yoksa bitiş çizgisinin eşiğinde miyiz bunu bile bilemiyoruz, yazık!

Korku, kin, nefret, eleştiri, önyargı klavuzumuz olmuş adeta.  Silkelensek geçer mi?  Uyansak sona erer mi?  Sevgiyi bulmak, ona koşmak ne kadar zor?  Dahası herkes ilerlerken, biz neden geçmişe özlem duymak zorunda bırakılıyoruz ki?

Farklılıklar güzeldir.  Farklılık oldukça çoğalır, öğrenirsin.  Daha önce de söylemiştim gökkuşağı tek renk olsa bu denli harika olur muydu?  Gökyüzünde tek bir yıldız olsa seni böylesine büyüleyebilir miydi?  Unutma, belki dünyayı değiştiremezsin ama farklılık yaratabilirsin...

Sevgiyle okuyucu.  İnan derinlerde bir yerlerde çokça mevcut...

23 Temmuz 2015 Perşembe

Düğün ve Cenaze...

Hayat tuhaf. Bir gun once +1 olduguna sevinirken, bir gun sonrasi bir bakmissin -1 sin. Bir gun once kahkahalar atarken, bir gun sonrasi gozyaslari ele gecirmis seni. Ama her seye ragmen gulmeye devam ediyorsun, buna programlanmissin. Biliyorsun ki, umutsuzluga bir kez yenilirsen, sonrasi hep mutsuzluk. Kökünü kurutan yabani ot gibi sarip sarmalamis seni. Biliyorsun ki, gulmeye devam edebildikce varsin, guldukce sensin. Dedim ya hayat tuhaf. Bugun canim cicim dediklerinin cogu, bes sene sonra hayatinda olmayacak belki ve belki, en yalniz oldugunu dusundugun ve en ummadigin anda, bir gulumseme ile yesereceksin. "Bittim", dediginde yeniden baslayacak nedenlerin olacak. Her sonun bir baslangic oldugunu anlayacaksin. Bileceksin ki, amazonlarda kanat cirpan kelebek, amerikada yagmur yagdirabilecek gucte ve, makinenin tum o kucuk parcalari, sen tam olarak olman gereken yerde, olman gereken zamanda bulun diye durmaksizin calisiyor olacak. Bileceksin ki, evren aslinda seni cok seviyor. Kayiplarin aslinda kayip olmayacak bir sure sonra. Hayatina kattiklarina sukredeceksin. Ölümle bile barisacaksin. Sukredeceksin, minnet duyacaksin hayatina girenlere ve sana yasattiklari sevgiye. Ve uzulsende yola devam edeceksin. Evren sana en dogruyu gostersin diye. Bileceksin ki hayat devam ediyor. Sonra var gucunle devam edeceksin yola, ve hep umacaksin. Her sey dogru yerde ve dogru zamanda olsun diye. Hep +1 olmak umidi ile...

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Mini Kaçış

Kaçacaksın bazen.  Yalnız kalacaksın.  Doğa ile baş başa olacaksın.  Delicesine özlediğin sevgilinmiş gibi sarılacaksın, huzuru, neşeyi, sükuneti, dinginliği ve güzellikleri onda bulacaksın.  Sen susacaksın bazen, dinleyeceksin.  Geçmişe gideceksin, bugün ile kıyaslayacaksın.  Arada nasıl değiştiğine şahit olacaksın.  Neler kaybettiğini ve kazandığını göreceksin.

Ben kaçtım.  Hem eğlendim, hem dinlendim, hem de duygulandım.



Sizin hayatınızda sekiz senede neler değişti?  Ben hemen hemen her şeyi yenilemişim meğer.  Başta kendimi.  İyi de yapmışım.  Onu da farkettim.  Doğaya ait olduğumu ve bunun önüne kimsenin geçemeyeceğini anladım yine.  Sonra torunum geldi.  kocaman olmuş, onu sevdim.  Şuncacıktı ;
                           

Artık bu kadar olmuş ;

Dediğim gibi, bazen susmak en büyük itirafları beraberinde getirir.  Zaman en büyük değişimlerin sebebidir.  Ve doğa, seni kendine getiren mucizedir...

Haa bu arada unutmadan, saçıma da hep istediğim gibi bir tutam yeşil ekletiverdim.


Son olarak sevgili okuyucu, Hayallerini hırslarına kurban etme.  Bırak betondan hayaller kursun diğerleri, sen minicik şeylerle mutlu ol, geri çekil ve izle.  Gör bak bakalım esas zengin kim?

Sevgiyle,

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Bugün Kahraman Olmaya Ne Dersin?

Merhaba Okuyucu,

Bu yazıda biraz daha farklı olmak istiyorum.  Beni tanıyanlar bilir, tüm canlılara saygı duyarım.  Hayvanları korur ve kollarım elimden geldiğince.  Onlara zarar vermeye çalışanlar en büyük düşmanlarım arasındadır.  Hayvan sevmeyen insan da sevmez mantığına sıkı sıkı sarılmışımdır.  "Aman bana ne, beni ilgilendirmez sonuçta" mantığına inanılmaz uzaktayım.  Dahası bilirim ki, Afrika'da kanat çırpan bir kelebek, Amerika'da fırtına yaratır.  Bugün de Afrika'da soyu tükenmekte olan gergedanları yazmak istedim ve hayatını onları korumaya adayanları.  Yalnız şimdiden uyarayım, az önce belirttiğim "Aman bana ne ki" mantığında isen, yazının buradan sonrası seni pek sarmayacak ama bence zaman ayır ve oku lütfen.  Zira aynı dünyayı paylaşıyoruz ve tükenmekte olan bir canlının yurdu olmaz.


Resimdeki yakışıklı bey, Charles Summerfield.  Kendisi Afrika'da yaşayan bir sanatçı.  Tanınan, bilinen ve hayranlık duyulan biri.  Harikadır ki diğer insanların aksine bu özelliklerini birşeyler yapmak adına kullanıyor.  Güzel şeyler.  Gergedanların soyunun tükenmemesi adına gerçek bir savaş veriyor.  Ve dahası bunu karşılık beklemeden yapıyor.  Senin ve benim dahil olduğumuz dünya için.  Gergedanların türlerinin tehlike olma sebebi insanlar.  Ne sürpriz değil mi?  Maalesef değil.  İnsanlar! (bunu yazarken inan emin olamıyorum) gergedanları neden öldürüyor biliyor musun?  Canlı haldeki hayvanın boynuzunu koparmak için!  Boynuzlarının afrodizyak etkisi olduğunu düşünüyorlar.  Eşi veya sevgilisi ile aksiyon alabilmek için gergedan boynuzundan medet uman zavallılar yüzünden o canlılar işkence ile ölüyor.     

         

Dünya bunun karşısında ne mi yapıyor?  Elbette hemen hemen hiçbir şey.  Düşün aniden evine gelecekler, ailen ve sevdiklerinle birlikte normal bir şekilde yaşarken ve dahası canlıyken burnunu kesip, seni ölüme terk edecekler.  Ne vahşet!  Çoğunuz bunları bilmezsiniz haklısınız çünkü kimse bu vahşete karşı ağzını dahi açmıyor.  Charles ve beraber çalıştığı o iyi yürekli insanlar hariç.  Onlar savaşıyorlar.  Onlar farkında ve bu farkındalığı arttırmak için didiniyorlar.  Ben ne yapabilirim diyorsan, ufak bağışlarda bulunabilirsin mesela. Charles eğlenceli bir şarkı yaptı bu canları kurtarmak adına; http://charliesurj.com/shop/download/  linkinden indirebilirsin.  Şarkının Türkiye fiyatı yaklaşık 2 dolar.  Bu miktar tamamen bu canlıların kurtarılması için harcanıyor.  


Bugün birşey yapmak ve kendi kahramanını yaratmak istiyorsan sen de harekete geç.  Vahşete dur de ve bilinçlen.  Vahşetin türü olmaz, olamaz çünkü.  Bilip susmak, en büyük yardımdır unutma.  Elbette herkes maddi yardım yapacak diye birşey yok.  Ancak farkındalık yaratabilmek te mesele.  Sende bu hareketin parçası ol.  

Detaylı bilgi için : www.charliesurj.com adresini ziyaret edebilirsin.  
Şarkıyı indirmek istersen ; http://charliesurj.com/shop/download/ linkine tıklayabilirsin.
Dikkat çekmek istersen de eline yada herhangi bir şeye :) #stopkillingrhinos yazıp, Charles'ı etiketleyip, instagram yada twitter hesabında paylaşabilirsin.  Charles farkettiğinde derhal paylaşım yapar merak etme ;) Ayrıca Charles ve gergedanları sosyal medyada takip etmek istersen ;

Son olarak, Türkiye'deki koruyucu melekler için Charles bir sürpriz hazırladı.  Size Türkçe seslenmek istedi ve kendisi ile minik bir şey hazırladık.



Haydi bugün kahraman ol ve ait olduğun dünya için bir şey yap.

Sevgiyle okuyucu,