8 Nisan 2015 Çarşamba

Mazeretim var.

Yüzmekten korkuyosun, boğulabilirsin.  Deneme bile.  Uçmaktan korkuyorsun, uçak düşebilir deneme bile.  Konuşmaktan korkuyorsun, karşındaki söylediklerinden hoşnut kalmayabilir.  Sus, konuşma, fikir belirtme.  Ya sevilmezsen, ya onaylanmazsa söylediklerin.  Hayat zehir olur sonra.  Peki hiç denedin mi?  Kafanda oluşturduğun kalıbı ne kadar kırabiliyorsun sen?  Limitlerin nelerdir biliyor musun?   Kaç kez aştın kendini?

“Kaç kere denediğiniz değil, nasıl bitireceğiniz önemlidir. “ Bu söz, Nick Vujicic’e ait.  Doğuştan kolları ve bacakları olmayan adama.  Hani sen yüzünde sivilce çıktığında bile hayatı kendine zehir edebiliyorsun ya bazen, yapma işte.  Nick, yüzüyor, balık tutuyor, golf oynuyor, sörf yapıyor, evli ve bir çocuğu var.  Dahası, gayet sağlıklı olduğu halde, hayatı kendine zehir etmeyi benimsemişlere seminerler düzenliyor, onları hayata tutunmaları konusunda ikna ediyor.  Denemeni önemini gösteriyor.  İnsan onun konuşmasını dinlerken utanıyor kendinden.   Ne kadar önemiz sorunlar yüzünden hayata kaç kez küstüğü geliyor aklına bir bir.  

Herkesin sorunları hemen hemen aynıdır, kişilerin yaşamını farklı kılan, sorunlara ürettikleri çözümlerdir.  Bırakmak, ümitsizliğe kapılmak işin kolayı.  Savaşıp, mücadele edebildiğin sürece varsın.  Ve bir de inandığın sürece.  Unutma, evrenin seninle ilgili muhteşem planları var.  Acele edip işin sihirini bozma.  Senin için sürpriz bir parti düzenleniyormuşcasına hazırlan, mutlu ol, yaşa ve en önemlisi an’ın tadını çıkar. 

Ve birde mucizelere inan, kim bilir belki bir gün birini sen yaratacaksındır.

Sevgiyle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder