Yüzmekten korkuyosun, boğulabilirsin. Deneme bile.
Uçmaktan korkuyorsun, uçak düşebilir deneme bile. Konuşmaktan korkuyorsun, karşındaki söylediklerinden
hoşnut kalmayabilir. Sus, konuşma, fikir
belirtme. Ya sevilmezsen, ya onaylanmazsa söylediklerin. Hayat zehir olur sonra. Peki hiç denedin mi? Kafanda oluşturduğun kalıbı ne kadar
kırabiliyorsun sen? Limitlerin nelerdir
biliyor musun? Kaç kez aştın kendini?
“Kaç kere denediğiniz değil, nasıl bitireceğiniz önemlidir.
“ Bu söz, Nick Vujicic’e ait. Doğuştan
kolları ve bacakları olmayan adama. Hani
sen yüzünde sivilce çıktığında bile hayatı kendine zehir edebiliyorsun ya
bazen, yapma işte. Nick, yüzüyor, balık
tutuyor, golf oynuyor, sörf yapıyor, evli ve bir çocuğu var. Dahası, gayet sağlıklı olduğu halde, hayatı
kendine zehir etmeyi benimsemişlere seminerler düzenliyor, onları hayata
tutunmaları konusunda ikna ediyor.
Denemeni önemini gösteriyor. İnsan
onun konuşmasını dinlerken utanıyor kendinden.
Ne kadar önemiz sorunlar yüzünden
hayata kaç kez küstüğü geliyor aklına bir bir.


Herkesin sorunları hemen hemen aynıdır, kişilerin yaşamını farklı kılan, sorunlara ürettikleri çözümlerdir. Bırakmak, ümitsizliğe kapılmak işin kolayı. Savaşıp, mücadele edebildiğin sürece varsın. Ve bir de inandığın sürece. Unutma, evrenin seninle ilgili muhteşem planları var. Acele edip işin sihirini bozma. Senin için sürpriz bir parti düzenleniyormuşcasına hazırlan, mutlu ol, yaşa ve en önemlisi an’ın tadını çıkar.
Ve birde mucizelere inan, kim bilir belki bir gün birini sen
yaratacaksındır.
Sevgiyle,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder